ABD ve NATO’nun Filistin’e Yeni Oyunu
09/06/2007
Kudüs’ün işgalcisi İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırıları durmak bilmezken, AB dış politika koordinatörü Javier Solana’nın önümüzdeki günlerde, Gazze’ye uluslararası barış gücü yerleştirme ihtimalinin bulunduğu ileri sürdü.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de Avrupa Birliği parlamento üyeleriyle görüşen Solana yaptığı açıklamada, Gazze’ye uluslararası güç göndermenin her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu savundu. Siyonist rejim, yıllardır, Filistinlilerin, Ürdün Nehrinin Batı Yakası ve Gazze Şeridi’ne barış gücü yerleştirilmesi isteklerine, ulusal güvenliği ihlal edeceğini ileri sürerek karşı çıkıyordu. Gerçi, siyonist rejim işgal ettiği Gazze’yi 37 yıl sonra 2005 de terk etmek zorunda kalmıştı. Fakat, siyonist rejimin yayılmacı siyasetleri çerçevesinde, Gazze’yi yeniden işgal edecek tehditleri sürdürmüş, hatta, 2005’den bu yana bölgeye bir çok kez operasyon düzenlemiştir. Askeri operasyonların yanı süre, yapılan seçimlerde, Filistin İslami direniş hareketi HAMAS’ın beklenmedik başarısı karşısında, bölgeye yönelik ekonomik ambargo uygulayarak, Filistin hükümetini kuşatma altına almış, ardından da kara, hava ve denizden saldırılarını başlatmıştır. Şu anda, siyonist rejim tarafından kuşatılmış adeta, açık cezaevine dönüşmüş olan Gazze, Filistinlilere karşı tam bir soy kırım uygulamaya çalışıyor. Nitekim, yapılan bombardımanlarla, bölge adeta, savaş alanına dönüşmüş, halk ise bölgenin kuşatma altında olmasından kaynaklanan, gıda yetersizliği sebebiyle tam bir facia ile karşı karşıya kalmıştır. Bölgede yaşanan facia sebebiyle de Avrupa Parlamentosu uzun süren kamuoyu tepkileri ardından , konuyu gündemine taşımış bazı üye ülkelerde Filistin’e yönelik ambargonun kaldırılmasını istemiştir. Aslında, siyonist rejimin, bütün hedefi, HAMAS liderliğindeki hükümetin iş başında çekilmesini sağlamak. Amerikanın da yoğun olarak desteklediği bu siyasetlere bazı Avrupa ülkeleri de Amerikanın yanında yer almıştır. Filistin’de ise, el Fetih ve HAMAS’ın öncülüğünde kurulan ulusal birlik hükümetine rağmen, bir türlü kaldırılmayan yaptırımların, bazı Avrupa devletleri tarafından kaldırılması yönündeki istekleri elbette önemli bir adım olarak görülmelidir. Zira, Amerikan desteğindeki siyonist rejim, Filistin’de iç çatışmaları körüklemek için yürüttükleri siyasetlerin de, zaman zaman, çatışmalar olsa da büyük ölçüde etkisiz olduğu görülmüştür. Siyonist rejimin izlediği siyasetlerin Filistinli gruplar arasındaki ihtilafların çıkmasını sağlamaya yönelik olsa da, Olmert, Abbas görüşmesinin beklendiği gibi gerçekleşmemesi de, bölge uzmanları tarafından, Filistinli grupların siyonist rejimin izlediği siyasetlere itirazlarını gösterdiğini belirtiyorlar. Hiç şüphesiz, siyonist rejimin Gazze’ye karşı saldırıları, sadece Gazze’yi değil bütün bir bölgeyi etkisi altına alacaktır. Filistinli gruplar özellikle de Mahmud Abbas bunun farkındadır. Gelişmeler karşısında, sadece Mahmud Abbas değil Avrupa devletleri de bunun farkında ve gelişmeler karşısındaki kaygılarını dillendirmeye başlamışlardır. Bu yüzden olsa, gerek, Avrupa devletleri, Gazze’ye karşı uluslararası barış gücü yerleştirilmesi ve yaptırımların kaldırılması gerektiğini gündeme getirmektedirler. Ama bazı gözlemciler de Uluslararası barış gücünün yerleştirilmesinin istenmesinin temelinde İsrail’in güvenliğini güvenceye almanın bulunduğuna inanmaktalar.
