• Nombre de visites :
  • 3166
  • 24/10/2007
  • Date :

Hz.Ali, Peygamber (s.a.a)in Hizmetinde

İmam Ali (a.s)

    Peygamber (s.a.a)in Hizmetinde

    Bureydet'ul- Eslemî şöyle diyor;Resulullah (s.a.a) ile yolculuğa çıktığımızda, Hz. Ali (a.s) O Hazretin eşyasının sahibi idi; onu kendisinden ayırmazdı. Bir yerde konakladığımızda Hz. Peygamber"in eşyalarını incelerdi; tamire ihtiyaç gördüğü her şeyi tamir ederdi; tamir edilmesi gereken şey, ayakkabı veya naleyn bile olsaydı onu dikerek tamir ederdi.[1]

    Peygamber (s.a.a)"i koruması

    Musa bin Seleme şöyle diyor;Cafer bin Abdullah"tan, Hz. Ali"ye isnat edilen Mescid"un- Nebi"nin sütunlarından birisi hakkında sordum. Cevaben şöyle dedi;Bu, muharris (koruyucu) sütunudur. Ali bin Ebi Talib, Resulullah (s.a.a)"in kabrinin, -yani O"nun evinin kapısı semtinde olan bu sütünun- yanında oturup Hz. Peygamber (s.a.a)"i koruyordu.[2]

    Doğruluk ve Emanettarlığı

    Ebu Kehmes'den şöyle dediği nakledilmiştir;İmam Sadık (a.s)'a; Abdullah bin Ebi Ya"fur"un sana selamı vardı. dedim.

    İmam (a.s) cevaben buyurdular ki;Sana da ve ona da selam. Abdullah"ın yanına gittiğinde ona selamımı söyle ve de ki bin Muhammed senin için şöyle diyordu;Hz. Ali (a.s)"ı, Resulullah (s.a.a)"in yanındaki makama ulaştıran özelliklere bak ve onları riayet etmeye çalış. Şüphesiz Hz. Ali"yi Resulullah (s.a.a)"in yanındaki makama ulaştıran haslet, ancak ve ancak doğru konuşması ve emanettarlığı idi.

    Takva, Fedakarlık ve Çabası

    İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki;Allah"a and olsun ki, Ali bin Ebi Talib (a.s), bu dünyadan göçene dek dünya malından kesinlikle haram bir lokma yemedi. Allah"ın rızası olan iki işle karşılaştığında, onlardan en çetin ve zahmetlisini tercih ederdi(s.a.a), kendisi için vuku bulan her hadisede, Hz. Ali"ye güvendiğinden dolayı onu çağırarak ondan yardım alırdı. Bu ümmetten hiç kimse, Hz. Ali (a.s) kadar, Resulullah (s.a.a)"in yaptığı amele güç yetirememiştir (onun yolunu tam manasıyla kat edememiştir). Bunca amel ve çabasına rağmen sürekli olarak, cennet ve cehennemi gözleri önünde gören ve bir taraftan cennet mükafatını ümit edip diğer taraftan ise cehennem azabından korkan bir kimse gibi çalışırdı.[3]

---------------------------------------

[1] - Bihar, c. 37, s. 303.

[2] - Vefa"ul- Vefa, c. 2, s. 448.

[3] - El- İrşad, s. 255.

 

 

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)